Sanayide erkek egemenliği kırılıyor
Çoğu kişi tarafından erkeklerle ilişkilendirilen bazı mühendislik disiplinlerinin çoğunda artık kadınlar da aktif olarak görev alıyor. Genel olarak erkek egemen görülen meslekleri başarıyla yapan kadınlar, iş hayatında imza attıkları başarılarla fark yaratıyorlar.
İlk kez İngiltere’deki Kadın Mühendisler Cemiyeti tarafından 2014 yılında ve 2016 ‘dan itibaren de UNESCO bünyesinde tüm dünyada kutlanan 23 Haziran Dünya Kadın Mühendisler Günü’nde, Bursa’nın başarılı kadın mühendisler hikayelerini anlattı.
Türkiye’nin üretim üssü Bursa’nın önemli firmalarında kadın mühendisler hem sahada hem de yönetici pozisyonlarında daha fazla görev almaya başladı. Üretimleri, ihracatları ve istihdamlarıyla Türkiye’nin önde gelen firmalarında görevlerini başarıyla sürdüren kadın mühendisler, bu başarılarıyla genç kadın mühendislerin ve adaylarının yollarını açtılar.
Ülfet ÖZTÜRK – BUMKAD Kurucu Başkanı
Dezavantajlarımızı kendimiz oluşturuyoruz
Üniversite eğitimimi Sakarya Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği alanında aldım ve 2000 yılında mezun oldum. İş hayatıma Orhan Holding’de başladım. Sonrasında 1,5 yıllık Ficosa International’da SQE pozisyonunda çalıştım. 2007 yılından itibaren de iş hayatıma Tofaş’ta devam ediyorum. Burada Ar – Ge Direktörlüğü’nde Ar – Ge Metot ve Ar – Ge İletişim Sorumlusu görevlerini yürütüyorum. Ayrıca Tofaş Akademi’de teknik iç eğitmenlik yapıyorum. İş hayatımın yanında beni en çok heyecanlandıran ve gururlandıran bir diğer görevim ise Bursa Mühendis Kadınları Derneği Kurucu Başkanlığı.
Çalıştığım firmanın kadın çalışanları destekleyen yapısından dolayı, iş hayatında çok fazla zorluk yaşamdım. Bizlerin zorluk yaşadığı asıl nokta kadın olarak birden çok role sahip olmamız; anne, eş rollerimiz ile gün içinde uzun saatli bir çalışma süremiz var.
Otomotiv erkek egemen bir sektör. Burada güçlü durmak için erkekleşmemiz gerektiği gibi bir düşünce var ama bunu kendimiz yaratıyoruz. Kadın olarak düşünce yapımız, olaylara verdiğimiz tepkiler erkeklere göre çok farklı. Buna bir güçsüzlük olarak bakılmamalı. Kadınlar olarak aslında dezavantajlarımızı kendimiz oluşturuyoruz. Ancak birden fazla işi yapabilme becerimiz, güçlü duygusal zekamız, empati yeteneğimiz ve iletişim becerilerimiz erkek meslektaşlarımıza göre daha ileride. Bu da bizi iş hayatında avantajlı konuma taşıyor.
Yetkinliklerinizi sizden daha iyi kimse bilemez. Bu anlamda genç kadın mühendislere tavsiyem uzmanlıklarını, güçlü olduklarını yanları iyi bilmeleri. Sonrasında bu yetkinlikleri en üst düzeyde sergileyebilecekleri alanlara yönelmeleri. Bu becerileri daha da geliştirmek için de çok çalışmalı, araştırmalı, değişime ve sürekli öğrenmeye açık olmalılar. Kendilerine rol modeller belirlemeli, hedefler koymalı ve merakla yeni şeyler öğrenmeye devam etmeliler.
BUMKAD olarak bu yıl 23 Haziran temamızı ‘Mühendisliği Kadın Kahramanları’ olarak belirledik. Bu vesileyle geçmişten günümüze insanlığın yolculuğunda yeni ufuk açarak dünyayı güzelleştirmeye çalışan tüm kadın mühendislerimizin Dünya Mühendis Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Tülay HACIOĞLU ŞENGÜL – Maysan Mando Gen. Md.
Kadınlar güçlü iletişim becerileriyle fark yaratıyor
Otomotiv sektöründe 20 yılı aşan bir deneyime sahibim. İş hayatına adım attığım günden beri kariyerimin tamamını otomotivde geçirdim.
ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Uludağ Üniversitesi'nde İşletme Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım.
Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra, Karsan Otomotiv bünyesinde çalışma hayatına adım attım. Burada, üretim ve lojistik bölümlerinde çeşitli kademelerde yaklaşık 12 yıl görev yaptım.
Bugüne kadar Lojistik, Üretim, Satın Alma, Kalite, Tedarikçi Geliştirme, Satış ve İş Geliştirme, Proses Mühendisliği, Bakım, İş Sağlığı ve Güvenliği, Çevre Yönetimi gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yürüterek, sektörün hemen hemen tüm dinamiklerinde tecrübe elde etme fırsatım oldu.
Daha sonra görev aldığım Rollmech Automotive bünyesinde yaklaşık 9 yıl çalıştım. Lojistik Müdürü olarak göreve başlayıp, sırasıyla Üretim ve Lojistik Müdürü (2011-2012), Satın alma Müdürü (2012-2014), Kalite Müdürü (2015-2017), Satış ve İş Geliştirme Müdürü (2017-2018) ve Operasyon Direktörü (2018-2019) görevlerinde bulundum.
Kasım 2019 tarihinden beri de Türkiye’nin en büyük amortisör üreticisi Maysan Mando’da Genel Müdür olarak görev yapmaktayım.
Aynı zamanda, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) ve Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer) Yönetim Kurulu üyesiyim.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlar, yaşamın büyük bir kısmında fırsat eşitliğine sahip durumda değil. Benim de bugünkü konumuma ulaşmam elbette ki kolay olmadı. Çok çalıştım, kendimi hep geliştirmek için çaba gösterdim, değer üretmeye odaklandım, hayallerimin peşinden gittim.
Kadınların özellikle evlilik ve çocuk serüvenleri devreye girdiğinde kariyer planlamalarında kopmalar söz konusu olabiliyor. Otomotiv sektörü gibi zorlu bir sektörde de bu kopmalar daha fazla yaşanıyor.
Yaşadığım zorluklar da aslında, hayatın belli dönemlerinde tüm kadınların karşılaşabildiği türdendi.
Ancak hiçbir zaman pes etmedim, zorlukların hep üstüne gittim. Kendi fırsatlarımı kendim ortaya çıkardım. Yaptığınız işi severek ve keyif alarak yapıyorsanız, başarı da kendiliğinden geliyor.
Ve yaşadığım her bir deneyim, içinde bulunduğumuz her zorlu durum ve bunları ortadan kaldırmak için kullandığımız yenilikçi bakış açıları, bunları omuzlarken birlikte çalışmaktan gurur duyduğum her bir ekip üyesi, kariyerim açısından çok önemli kazanımlar olarak bana geri döndü ve başarılı iş sonuçları elde etmemizde etkili rol oynadı.
Bizim işimizde başarının bir ekip işi olduğuna inanıyorum. Ben de her zaman için çalıştığım şirkete değer katmayı ve ekip arkadaşlarımla beraber başarılara imza atmayı kendime hedef olarak benimsemiş durumdayım.
Firmaları rekabette öne çıkaracak farklılaşmayı yaratacak unsurların başında, tüm organizasyonun sürdürülebilir değer yaratma önceliğiyle hareket etmesi geldiğine inanıyorum.
Ve bugüne kadar birlikte çalıştığım özel insanlar, bulunduğum bölümlerde edindiğim bilgi ve tecrübeler, süreç ve sonuç odaklılık, her aşamada doğru iletişime öncelik verme, yeniliklere ve öğrenmeye açık olma, inisiyatif alma ve cesur olma gibi unsurların, kariyerimdeki dönüm noktalarında bana ciddi katkıları olduğunu belirtebilirim.
Kadınlar doğası gereği çevreleriyle daha kolay ve etkin iletişim kurabiliyor. Dolayısıyla kadınların, yüksek empati yetenekleri ve güçlü iletişim becerileri ile fark yarattıklarına inanıyorum.
Kadın mühendisler, çoklu becerileri ve farklı açılardan bakabilme yetenekleri ile risk ve fırsatları daha iyi değerlendirebiliyor, olaylara farklı bir boyut ve anlam katabiliyor.
Bulunduğu kuruma, içerisinde yaşadığı topluma değer katmayı başarabilen, vizyonunu daima geniş tutan, sorumluluk almaktan kaçınmayan kadınların, toplumsal önyargılardan kaynaklanabilen dezavantajları avantaja dönüştürebileceğini düşünüyorum.
Engel olunmadığı müddetçe, bir kadının yapamayacağı şey yok. Özgüvenli olun. Hayattaki duruşunuzla rol model olduğunuzu unutmayın. Karşınıza çıkan zorluklar sizi asla pes ettirmesin. Asla vazgeçmeyin. Kendinize gerçekten inanın ve cesur olun. Sevdiğiniz işi yapın ve yaptığınız işte en iyisi olmaya odaklanın. Paylaşımcı olmaktan çekinmeyin. Değer üretme odaklı ve sürekli iyileştirme yaklaşımıyla, daima kendinizi ve işinizi geliştirin.
Fark yarattığınızda koşan tarafta oluyorsunuz. Dolayısıyla bunu yüz metre koşusu olarak değil, bir maraton olarak görmek gerekiyor.
Eğer vizyoner biriyseniz ve toplumun sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet ediyorsanız, insanların hayatlarına pozitif değer katıyorsanız, başarı grafiğinizi de kendiniz çiziyorsunuz demektir. Kendi adıma hep kadınların hayatına dokunan, onların hayatlarında pozitif etki yaratan ve onların da başka kadınların hayatlarına dokunup değer yarattığı bir zincirin halkası olmak istedim. Bu idealimi, kadın bir lider olarak, Maysan Mando’da devam ettirmekten de büyük gurur duyuyorum.
Tülin TEZER – Seger Korna Gen. Md.
Kadın her sektörde zorluklarla karşılaşıyor
İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamladıktan sonra, 1984 yılında Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliğini kazandım. 80’li yıllar Bursa’da otomotiv sektörünün hızla geliştiği yıllardı. 2 büyük otomobil fabrikası Bursa’da üretim yapıyordu ve bugün Bursa’da faaliyet gösteren pek çok yan sanayi firması o yıllarda yeni yeni kuruluyordu. Aynı zamanda Bursa’da tekstil sektörü de o yıllarda güçlüydü. Ben de bu sektörlerde bir mühendis olarak yer edinebileceğim düşüncesi ile üniversite tercihlerimi mühendislik fakültelerinden yana kullandım. 1989 yılında da mezun oldum.
1990 yılında Seger firmasında işe başlayarak otomotiv sektörüne adım attım. Aslında kariyerimin evrildiği en önemli nokta burası diyebilirim. İlk 10 sene kalite departmanında kalite güvence bölümünün oluşturulması, kalite sistemlerinin kurulması ve yönetilmesi faaliyetlerinde görev aldım. Daha sonra mühendislik departmanına geçerek Ar-Ge çalışmalarına ve OEM projelerinin yönetilmesinde liderlik ettim. 2008 yılından bu yana da Seger’de Genel Müdür olarak görevine devam ediyorum.
Ben, iş yapma biçiminin ya da gelinen mevkilerin cinsiyeti olmadığını düşünüyorum. Öncelikle, işi severek yapmak, yaptığınız işte bir fark yaratmak ve ona bir değer katabilmek başarılı olmanın anahtarları. Seger’de yapılan işleri kişilerin inisiyatifinden çıkaracak metotların oluşturulması ve kurumsallığın artmasına yönelik yaptığım katkıların, kariyerimde beni güçlendirdiğini düşünüyorum. İş hayatım boyunca şirketimde erkek çalışma arkadaşlarımın her zaman desteğini gördüm. Bence kadın çalışanların yaşadığı en büyük zorluk önyargılar. Ben de zaman zaman bazı önyargılarla elbette ki karşılaştım. İnsanlar üretim hatlarında, preshanede, plastik enjeksiyonda ya da kaplama atölyesinde kadın görmeye çok alışkın olmadıkları için kalite bölümünde proses kontrol görevi sebebiyle atölye ortamında çalışırken bazı ön yargılar oldu. Erkeklerin egemen olduğu işlerde kadınlara karşı bazı önyargıların olmasını da normal karşılıyorum. Çünkü daha önce bir kadının, erkeklerin yaptığı işleri de yapabileceğine dair yaşanmışlıklar ve örnekler yoksa bu önyargılar doğal. Bu durum ilk bakışta dezavantaj olarak değerlendirilebilir ancak tersine çevirmek ve sanayide bir kadının çalışabileceğini göstermek için çalışmak olumlu yönde çok şey kattı. Kararlı bir duruş sergileyerek sorumluluk bilinci ve çalıştığım alanda yarattığım farklılıklar ile ön yargıları kırmayı başardığımı söyleyebilirim. Kadınlar iş yaşamında hep kendilerini ispat etmek için daha fazla çabalamak zorundalar. Ben de bazı olabilecek önyargıları aşmak için hep daha çok çalışarak kendimi ispat etmek ihtiyacında hissettim. Ama bundan kesinlikle şikayetçi değilim, bunun beni güçlendirdiğine inanıyorum.
Sadece otomotiv ve yan sanayi gibi erkek egemen bir sektörde değil genel olarak hemen hemen her sektörde bir kadın olarak çalışmanın zorlukları herkes tarafından bilinen bir gerçek. Benim gibi birçok mühendis kadın aslında ‘kadından mühendis mi olur?’ gibi bir önyargı ile karşılaşabiliyor. Bunun yanı sıra bazen hafta sonuna sarkan ya da akşam uzayan mesai saatleri, evde düzeninin sağlanmasının yanında bir de çocuklardan sorumlu olmak gibi dezavantajlar var.
Avantajlarından bahsedecek olursak da kadınların detaylara önem vermesi, süreç odaklı olmaları, çok yönlü ve analitik düşünebilmesi, sabırlı olması, değişen koşullara daha kolay uyum sağlamaları, aynı anda farklı konulara organize olabilmeleri ve empatik düşünme yeteneği gibi özelliklerinin iş yaşamına çok önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Bu durum elbette mühendislik mesleğinde de geçerli.
Sosyal hayatında mutlu olan insan işine gerektiği gibi konsantre olup fayda sağlayabiliyor. Zoru sevmeyen, çabuk pes eden, mücadele etmeyen ve hayatında mutlu olmayan insan başarılı da olamıyor. Biz mühendisler daha çok sahada oluruz, işimizin zorlukları kadar kadın mühendis olmanın da zorlukları ile mücadele etmek durumunda kalıyoruz. O yüzden iş dışındaki sosyal hayatımızda ne kadar mutlu, enerji doluysak bunu işimize de yansıtmalıyız. Sadece kendi alanımızla ilgili gelişmeleri değil ilgili olabilecek tüm alanlarla ilgili bilgi sahibi olmak gerekiyor. Sosyal ve iş ağları sürekli gelişmeli. Önemli konulardan biri de çalıştığınız şirkette mutlu musunuz, değil misiniz? Bir şirkette çalışmak için tek kriter maddi olmamalı. Başarılı olmakta çalıştığımız şirketin sunduğu imkanlar, çalışma ve sosyal ortamlar da çok önemli. 30 yılı aşkın süredir Seger’de çalışmaya devam ediyor olmam tesadüf değil. Bu da hem benim hayata ve işe bakış açım hem de Seger’in bana sunduğu çalışma ortamı sayesinde gerçekleşti.
Yasemin YEŞİLOVA – Yeşilova Holding YKÜ
Kadın yapamaz algısı kırıldı
Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Ardından Madrid’de Uluslararası İşletme Yüksek Lisansımı (MIB- Master of International Business) tamamladım. Daha sonra ise aile şirketimiz olan Yeşilova Holding bünyesinde yer alan şirketlerimizde çeşitli görevlerde yer aldım. Yaklaşık 6 yıl boyunca üretim planlama, lojistik, satınalma, satış ve proje departmanlarında sorumluluklarım oldu. Çalıştığım her departmanda süreç iyileştirme, verimlilik artırma ve maliyet düşürme gibi alanlarda mesai harcadığımı söyleyebilirim. Şu an da Holding’imizin Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütüyorum.
Çalışma hayatı başarılar, zorluklar, mücadeleler ve hoşluklarla dolu bir serüven. Bu serüvende kadınları sadece mühendis olarak değerlendirmemek lazım. İş yaşam dengesini değerlendirdiğimizde, bir yandan kadının üretkenliğinin, toplumsal saygınlığının, özgüveninin arttığını ve daha da önemlisi, ekonomik özgürlüğünün sağlandığını gözlemlerken diğer yandan geleneksel değerlere dayalı aile yaşantısını sürdürme beklentisinin kadın için çeşitli sorunları beraberinde getirdiğini görüyoruz. Bu tarz zorluklarla karşılaşan kadınlarımızın, öncelikle durumu iyi analiz etmesi, aile ve iş yerinin beklentilerini doğru yorumlaması, sabırlı olması ve yılmadan isteklerinin peşinden gidebilmesi gerçekten çok önemli.
Günümüzde bir dezavantajdan bahsetmek artık çok mümkün değil. Her sektörün farklı alanlarında kadınların ve kadın mühendislerin olduğunu görüyoruz. Eskiden dezavantaj olan “kadın yapamaz” algısı günümüzde kalmadı. Bu nedenle bu durumdan bahsetmek artık doğru olmaz.
Ancak kadınların erkeklere göre iş hayatında avantaj yaratan çeşitli farklılıklarından bahsedebiliriz. Özellikle günümüz çalışma hayatında çok önemli olan ekip olarak çalışabilme, olumlu ve hoşgörülü yaklaşımla empati kurma becerisi, planlı ve hedefli yaklaşımları sayesinde stres yönetimi, kriz yönetimi gibi alanlarda kadın mühendislerimizin üstün olduğunu görüyoruz.
Öncelikle şunu söylemek isterim ki; mühendis olmak çok kıymetli bir değerdir. Bunun farkında olmalarını, özellikli birer birey olduklarının bilincinde olmalarını tavsiye edebilirim. İş hayatında başarılı olmak için temel kavramlar belli; çalışkan, planlı, hedefli ve yeniliklerin takipçisi olmak.
Bunun yanında da asla oldum dememeli, kendilerini sürekli geliştirmek adına çaba sarf etmeliler. Günümüzde dijital yollarla kaynaklara ulaşmak artık çok kolay, mümkün olduğunda gündemi, trendleri takip etmeliler ve kendilerini geliştirmeye açık olmalılar.
Fırat AKKEMİK – Borusan Mannesman Gen. Md. Yrd.
Fark mühendislikte değil kadına bakışta
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden mezunum. Son yılımda pazarlama alanında çalışma isteğim oldu ve ilk olarak ECA topluluğunun Emas Makine şirketinde iş hayatıma ürün sorumlusu olarak başladım. İş arama sürecimde o zamanlar yeterince bilinmeyen, göreceli olarak yeni olan İşletme Mühendisliği’nin ne demek olduğunu, hatta bölüm derslerini tanıtmak durumunda kaldım. Sonrası daha kolay oldu. Ardından Komili Pazarlama ve Borusan Mannesmann şirketlerinde pazarlama bölümlerinde çeşitli kademelerde rol aldım. 2004 yılından beri de Borusan Mannesmann’da insan, kurumsal gelişim alanında çeşitli kademelerde çalıştım. Son iki yıldır İnsan, Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirlik konularından sorumlu İcra Kurulu üyesi olarak görev alıyorum.
Ben üretim alanında mühendislik yapmadım. Bununla beraber iş hayatımda da kişisel hayatımda da mühendislik eğitiminin analitik bakış açısı, bağlantıları kurabilme gibi becerilerimi güçlendirdiğine inanıyorum.
Mühendis bir kadın olmaktan ziyade zaman zaman toplumsal önyargılar nedeniyle bazı zorluklar yaşadığımı söylemek sanırım daha doğru olur. Müşteri görüşmelerinde, saha ziyaretlerinde gittiğim yöre, karşılaştığım insan profiline bağlı olarak bazı önyargılarla karşılaştığımı söyleyebilirim. Bu zorluklarla baş etmenin gücü bence biz kadınların içinde var. Bizim doğal bir baş etme gücümüz var, ben de bu dayanıklılık / vazgeçmeme, iyimserlik ve olumlu bakıştan gücümü alıyorum.
Görünürde bir dezavantajı bence yok. Eğitim aynı. Ben farkın mühendislikte değil kadına bakışta olduğuna inanıyorum. Toplumun kadına uygun meslek yakıştırmaları maalesef biz kadınların da inançlarını etkilemiş durumda. Kadınlar için mühendislik alanlarında sınırlı iş imkanı olması, olduğunda da kadın aday seçme tercihi düşük olur düşüncesi ile genç arkadaşlarımın bölüm seçerken bu alanlara yönlenmekten çekindiklerini görüyoruz. Bir cinsiyetin diğerine avantajını ortaya koymak yerine, bence dengeli bir iş gücü oluşturmaya odaklanmamız daha önemli.
Benim 3 olmazsa olmazım var; iyimserlik, sürekli öğrenme merakı ve dayanıklılık. 25 yıllık profesyonel yaşamımda aldığım işleri kaliteli yapmak ve hep bir adım ötesini düşünmek sorumluluk alanlarımın genişlemesini sağladı. Yeni konulara, gelişmelere merak duymak, sorumluluk alma konusunda istekli olmak, kaliteli iş çıktıları üretmek, olumlu işbirlikleri oluşturmak, işi ve kişiyi anlamaya çalışmak, bireysellik yerine ekip anlayışına sahip olmak, stratejik bakmak gibi önemli yetkinliklere sahip olmak başarıyı getiriyor. Şirket içinde yeni bir konu olduğunda veya sorumluluk alanı çıktığında akla ilk gelen olmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Ben hem bir kadın profesyonel ve mühendis olarak, aynı zamanda 2 kız annesiyim. İş hayatımda uzun yıllarımı ağır sanayi işletmesi olan Borusan Mannesmann’da geçirdim. Sadece iş hayatında değil, toplumda da cinsiyet dengeli yaşam konusunda katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu amaçla şirketimiz içinde ve dışında çeşitli projelerde görev alıyorum. Kadınların iş hayatında sürdürülebilir bir şekilde var olmaları ve yükselmelerini destekleyen gönüllü bir kuruluş ve küresel bir ağ olan PWN İstanbul (Profesyonel Kadınlar Ağı)’da Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyor, aktif projeler yürütüyorum. Şirketimizin insan kaynağının çoğunun bulunduğu Gemlik yerleşkesi dolayısıyla Bursa Mühendis Kadınlar Derneği’ni (BUMKAD) tanımaktan çok memnun oldum. Bu konuda yapılacak çok şey var. BUMKAD ile işbirliğimizin birbirimize değer katacağına yürekten inanıyorum.
Esma BAŞ GÖCEN – YEPSAN İcra Kurulu Başkanı
Ataerkil toplumda kadın lider olmak zor
Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisansımı 2007 yılında derece ile tamamladım. Bunun ardından otomotiv sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimiz YEPSAN A.Ş’de çalışmaya başladım. Üretim planlama, lojistik, satış, satınalma ve finans gibi birimlerde yöneticilik deneyimlerimin ardından şu an İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyorum.
Özel sektörde, hele ki otomotiv sektöründe dinamik ve başarılı olmak kadınlar için zordur. Bunu sadece mesleki olarak değerlendirmemeliyiz. Ataerkil yetişmiş, erkek egemenliğinin ön planda olduğu toplumumuzda kadın lider – yönetici olmak, ticaret yapmak kolay değil. Annelik ve evlilik sorumlulukları da eklendiğinde hayatımızı iş, ev, aile arasında planlamak zorunda kalıyoruz. Azimli bir karaktere sahip, düzenli biriyim. Kendi işimiz olması nedeniyle esnek çalışma imkanına sahip olduğum düşünebilir ancak durumun bunun tam tersi. Ne kadar kurumsal olsanız da her zaman sıkı denetim gerekir.
Kadın mühendislerin sistematik ve disiplinli çalışması, ekip ruhuna yatkın olması ve bunları sürdürülebilir olarak uygulaması ile empati yeteneğinin yüksekliği iş hayatındaki avantajlarıdır. Evlilik – aile – çocuk etkenleri, olası izinler, şirketlerde kritik pozisyonlarda kadınların tercih edilmemesine ve kariyer basamaklarında erkek mühendislere göre daha güç ilerlemesine neden oluyor.
Bireysel başarı için sahip olduğumu düşündüğüm en önemli iki özelliği iyi bir mühendislik formasyonuna sahip olmak ve iyi bir dinleyici olmamdır. Bir işi iyi bilmeyebilirsiniz ama iyi bilenden dinleyebilirsiniz. Eğitim elbette çok önemli ancak sosyal becerilerin geliştirilmesi, fark yaratabilecek yetkinliklerin kazanılması, liderlik vasıflarının geliştirilmesi, birden fazla yabancı dil konuşabilmek de fark yaratan etkenler.
Emel ÖZKAN TAŞYAKAN – Destek Amortisör YKÜ
Sistematik ve disiplinli çalışıyoruz
Bursa Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden 2012 yılında mezun olmamın ardından iş hayatına Destek Amortisör ’de Ar – Ge Mühendisi olarak başladım. Sonrasında mühendislik ve Ar – Ge yöneticiliği pozisyonunda otomotiv yan sanayiinde yaklaşık 4 yıllık bir çalışma tecrübem oldu. Eş zamanlı olarak BUÜ Makine Mühendisliği Konstrüksiyon ve İmalat Ana Bilim Dalında yüksek lisansımı tamamlayarak, Mekanik Ana Bilim Dalı’nda da doktora yeterliliğimi aldım.
2016 – 2018 yılları arasında Bursa’da özel makine imalatı yapan bir firmada, inovasyon ve mühendislik anlamında kendime farklı bir bakış açısı katabilmek amacıyla Proje Liderliği ve Ar- Ge Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Bunun ardından Destek Amortisör’de Yönetim Kurulu Üyesi olarak tekrardan işe başladım. Halen firmamızda Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürlük görevlerini sürdürmekteyim. Aynı zamanda da doktora programında tez aşamasında akademik çalışmalarım da devam ediyor.
Makine mühendisliği hem eğitim hem de iş hayatınızda, çalıştığınız pozisyona göre, başlı başına zor bir süreç. Ben iş hayatında cinsiyet farkının meslek anlamında ilave zorluklar oluşturduğunu düşünmüyorum. Proje çiziminden imalata, müşteri projelerinin takibine kadar birçok alanda aktif olarak görev aldım. Fakat kariyer hedefimde özellikle Ar-Ge alanında ilerlemek olduğu için iş hayatıyla aynı anda yüksek lisans ve doktora eğitimine devam etmek zaman planlaması açısından zorluklar oluşturdu. Ancak asıl zorluk, çocuk sahibi olduktan sonra ev – iş – okul arasındaki dengeyi sağlamaktı.
Kadın meslektaşlarımın erkeklere göre avantajı, özellikle Ar – Ge alanında daha sistematik ve disiplinli çalışmaları. Uzmanlık alanında ise mesleki anlamda bir dezavantaj görmüyorum. Fakat kadınların dezavantajlı görünmelerinin sebebi; evlilik – doğum – süt izni – çocuk bakımı gibi uzun süreli iş kaybımızın olduğu dönemlerdir. Firmalar sürdürülebilir bir çalışma yapısı sağlayamadığından kadınları tercih etmemekte ve uzun süreli meslekten ayrı kalan kadınlar da iş hayatına dönmekte güçlük çekmektedir. Son yıllarda yarı zamanlı ya da evden çalışma gibi farklı yöntemlerin hayatımıza girmesiyle kadınların iş gücüne katılımı artacak gibi gözüküyor ancak üzerimizdeki yük tam tersine daha da artacak.
Mesleki anlamda 10 yıllık bir tecrübeye sahip olsam da kendimi hala yolun başında görüyor, kendimi geliştirmek için mesleki eğitimlere, malzeme ve üretimde güncel teknolojilerin takibine önem veriyorum. Mühendislik sadece uygulama alanında kaldığında yalnızca tecrübeye dayalı bir sisteme dönüşüyor. Bu yüzden de teorik bilgilerin taze kalması için uygulamaya eşlik etmesi gerekiyor. Hem akademik hem de iş anlamında mesleki olarak zamanı yakalamak gerektiği için genç kadın mühendislere tavsiyem çalıştıkları alana özel seminer, konferans, fuar gibi etkinliklere vakit ayırmaları, eğer yapabiliyorlarsa çalışma alanlarında sanayi iş birliği ile yüksek lisans, doktora eğitimlerine devam etmeleridir.
Funda GEYİMER – BUMKAD Başkan Yardımcısı
Bizi öne çıkaracak özellikler doğamızda var
Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun oldum. Bir otomotiv şehri olan Bursa’da bulunmanın verdiği motivasyon ile hemen bir otomotiv yan sanayi firması olan Mako’da WCM proje rehberi olarak işe başladım. Birkaç yıllık yan sanayi tecrübesinden sonra ana sanayi üreticilerinden Tofaş’ta Üretim Kaynakları Uzmanı olarak göreve başladım. Burada üniversite eğitimim boyunca öğrendiklerimi uygulama fırsatı yakalayarak, 7 yıl çalıştım. Sonrasında fabrikanın farklı alanlarını da tanıyabilmek için Ar – Ge direktörlüğüne geçiş yaptım.
İşe başladığım ilk yıllarda mavi yakalı personel ile iletişim sorunları yaşadım. Beni bir mühendis olarak kabul etmek ve dinlemek istemediler. Zaman içerisinde benimde tek amacımın işimi layıkıyla yapmak, herkese eşit davranırken hakkım olan saygıyı çalışarak kazanmak olduğunu onlara da gösterebildim.
Tüm iş yaşamım boyunca kadın olmanın dezavantajlarına değil avantajlarına yoğunlaştım. Sahip olduğumuz sağ duyu, empati, çalışkanlık ve disiplin iş hayatında bizi bir adım öne çıkartacağı gibi bu özelliklere doğamız gereği sahip olduğumuzu bilmek de bize ihtiyacımız olan güveni sağlayacaktır. Erkek meslektaşlarımızın öğrenilmiş ön yargılarını yıkmak maalesef bu süreçte bize düşüyor.
Başarı sadece çalışmak ve kendine inanç ile elde edilebilir. Güçlü olduğunu düşündüğümüz özelliklerimizin öne çıkacağı alanlara yönelmek, çalışmaktan asla yılmamak ve sürekli yeni bir şey öğrenmenin peşinde koşmak vereceğim tek tavsiye olabilir.
Zeynep Seda ÖZKAN – Tofaş Ar – Ge Metot ve Planlama Yöneticisi
Başarının en büyük motivasyonu işini sevmek
Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği’nden 2008 yılında mezun oldum. Yine aynı üniversitede Endüstri Mühendisliği yüksek lisansımı tamamladım. Bu süreçte Migros Genel Müdürlüğü’nde tedarik zinciri bölümünde de çalıştım. 2011 yılında Bursa’ya taşındım ve Tofaş’ta Ar – Ge Metot ve Planlama Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Şu anda Ar – Ge Süreç ve Kontrol Yürütücüsü görevini sürdürüyorum.
Branşım dolayısıyla fiziki bir zorluk yaşamadım. Bu yüzden asıl zorluk kadın olmakta diyebilirim. İş hayatımda kadın olmamla ilişkilendirilebilecek hiçbir sorun yaşamasam da toplumsal yapımızda kadının aile hayatındaki yükümlülükleri daha ağır; bu dengeyi sağlamaya çalışırken yorulan da siz oluyorsunuz. ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ sözü aslında bazı şeylerden feragat etmeniz demek. Ben de işimi sevip, yer yer kendi bireysel zamanımdan feragat ederek bunu başardım diyebilirim.
Yaptığım iş çokça iletişim, iletişim ve işbirliği gerektiriyor. Bu noktada kadının duygusal zekası, erkek meslektaşlarıma göre bizi avantajlı kılıyor.
Bana göre iş hayatında başarı için en büyük motivasyon, işinizi sevmek. Ancak işiniz kendi kendini sevdirmez, sizin çaba göstermeniz, kendinizle eşleştirdiğiniz noktalar bulmanız gerekir. Ayrıca başarı için girişken, azimli ve çalışkan olmalı, soru sormaktan çekinmemelisiniz. Ayrıca mesleğe yeni başlayacak genç kadın mühendislere tavsiyem meslek seçimi yaparken nerede yaşamak, mesai saatlerinin yoğunluğu, onların neyi mutlu ettiğini mutlaka bilerek bu tercihi yapmalarıdır.
Neslihan AKKOZAK – Oyak – Renault İK Direktörü
Kadın mühendisler daha şanslı
Tüm öğretimimi İzmir’de gerçekleştirdim. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesinden mezun olduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü bitirdim. 1997 yılından itibaren ilk iş yerim olan Oyak Renault’da çalışıyorum. Proses mühendisi olarak çalışmaya başladığım bu kurumda, proje ve ürün mühendisliği, fabrika proje şefliği ile kalite müdürlüğü yaptım. 2015 yılında da İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne geçtim. Profesyonel hayatımın yanı sıra 2017 yılında tanışma fırsatı bulduğum PERYÖN’de de çalışmalarımı sürdürüyorum. Yeni dönemde de PERYÖN Güney Marmara Başkanı olarak görev yapmaktayım.
“Kadın” ve “mühendis” kelimelerinin yan yana kullanılamayacağını düşünenlerle karşılaşabiliyoruz. Bu akış açısını kırmak ekstra çaba, zaman ve sabır gerektiriyor. Bu gayreti yılmadan ortaya koyanlar için başarısızlık bir olasılık değil.
Kadın mühendis erkek meslektaşlarına göre daha şanslılar. Kadınlar yaratılışları gereği daha detaylı ve kapsamlı düşünme kapasitesine sahipler. Kriz durumlarında daha soğukkanlı kalabildikleri için aldıkları kararlar daha sağlıklı. Vizyoner yapıları ile uzun vadeli stratejileri kurmak kadınlar için oldukça kolay.
Tüm bu güçlü yönlerin yanı sıra mütevazi yapılarımız kimi zaman öz güven eksikliği izlenimi yaratabiliyor ki, öz güven iş hayatının en önemli kavramlarından biri, olmazsa olmazı. Ben kendime her zaman net hedefler belirledim. Çok çalıştım ve en önemlisi inandım.
Müge Çırpan – Martur Fompak Tekstil Satış Müdürü
İletişim ve empati ön planda olmalı
BUÜ Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden 1996 yılında mezun olduktan sonra İngiltere’de 6 ay dil eğitimi aldım. 1997 yılında da Martur Fompak’ın tekstil departmanında proje mühendisi olarak iş hayatına adım attım. Kariyerime bir süre Toyota Motor Europe Brüksel’de Avrupa ve Türkiye araç projelerinin tekstil mühendisi olarak devam ettikten sonra Martur Fompak ailesiyle tekrar yollarımız kesişti. 2003 yılında tekrar burada işe başladım. Proje yöneticisi ve anahtar müşteri temsilcisi gibi pozisyonlarda 14 yıl tecrübe kazandım. 2017 yılından itibaren de Tekstil Satış ve Pazarlama departmanı yöneticiliği görevini sürdürüyorum.
Otomotiv gibi erkek yoğun sektörde bir kadın olarak sesinizi duyurabilmek en zor işti. Ancak pes etmeden doğrular peşinde koşup, işinizi en iyi şekilde, tutkuyla yaptığınızda, en alttan en üst kademeye kadar herkesle insani iletişimler kurup, kendinizi doğru yer ve zamanda ifade ettiğiniz zaman kadın veya erkek fark etmeksizin sesiniz bir şekilde duyuluyor.
Otomotiv tekstili, uzun Ar – Ge ve ürün geliştirme süreçleri olan, mühendislik bilginizin tamamını kullandığınız teknik bir tasarımdır. Hizmet verdiğini OEM’lerin de standartları yüksek olduğundan, buna adapte olmak yüksek dikkat ve takip gerektiriyor. Bu noktada kadın mühendislerin titizliği ve detaycılığı, derleyici, toplayıcı anaç özellikleri, düzenli ve sistemli olmaları avantaj yaratıyor. Ancak duygusallık ve stres yönetimi konusunda bir dezavantajda söz konusu.
Ben işimi aşkla yapıyor, başarısızlıklarda pes etmiyor ve bildiklerimi ekibimle paylaşıyorum; çünkü ekibim kadar güçlü veya başarılıyım. Kendime öz eleştiriler yapıyor, hatalarımdan ders alıp, eksik taraflarımı iyileştirmeye çalışıyorum; çünkü daha uzun bir yolum var.
Genç kadın mühendislere tavsiyem sevdikleri alanı keşfedip, o alanda tutkuyla çalışmaları. Asla ben oldum dememeliler, kendilerini başkalarıyla kıyaslamamalı ve hemen yükselme sevdasına kapılmamalılar. İş hayatında elbette zorluklar olacaktır ama bunları kendilerini geliştirecekleri fırsat olarak değerlendirmeliler. İşin mutfağını öğrenmeye çaba göstermeliler. Ve hayatlarının yüzde 80’inin geçeceği iş yerinde iletişim ve empatiyi her zaman merkezlerine koymalılar.
Sena OKUR ÖZAKÇAYLI – Eker Süt Ürünleri Ar – Ge Müdürü
Avantajlarım detaycılık ve öngörülü olmak
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Gıda Mühendisliği eğitimi aldım. Bu süreçte Aroma Meyve Suları ve SEK Süt Ürünleri fabrikalarında stajlarımı tamamladım. 2014 yılında mezun olduktan bir sene sonra Eker Süt Ürünleri’nde proses mühendisi olarak işe başladım. Bu dönemde BUÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi Programı’nda yüksek lisansımı da tamamladım. 2019 yılında itibaren de Eker’de Ar – Ge Müdürü olarak görevime devam ediyorum.
İş hayatında kadın olduğum için zorluk yaşadığımı söyleyemem. Bu konuda şanslıyım. Bunda Eker’in kadınlara verdiği değerin de büyük payı var. Ancak pandemi dönemiyle de birleşen annelik iznimden işe dönüş sürecimde birtakım sıkıntılar yaşadım. Bunları sıkı çalışmayla geçen bir adaptasyon döneminin ardından atlattım.
İş hayatımda bana en çok avantaj sağlayan özellikler detaycılık ve öngörülü olmak. Ancak risk alma isteği, ivedilik gerektiren durumlarda bazen yavaş kalmama sebep oldu. Zaman içerisinde bu iki durum arasında denge kurmayı başardım.
Ben başarının şeffaf olmak ve akılcı çalışmakla geldiğine inanıyorum. Şeffaflık ve bilgi paylaşımı, ne istediğinizi doğru aktarmak, karşı tarafının ne istediğini doğru anlamak sizi güvenilir ve işini bilen biri kılıyor. Yine detaycılık ve öngörülü olmak işlerinizi doğru ve tam yapmanızı, gereksiz tekrarlardan kaçınarak zamanınızı verimli kullanmanızı sağlayarak başarınıza katkıda bulunuyor. Bunların yanında kendine güvenmek ve sorumluluk almaktan korkmamak genç kadın meslektaşlarıma vereceğim en temel tavsiye.
Diren MECİT – Martur Tekstil Ar – Ge Müdürü
Mühendislik daha çok erkeklere uygun bir meslek olarak tanımlanıyor
Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden 2003 yılında mezun oldum. Aynı yıl yüksek lisans ile birlikte TUBİTAK Tekstil Araştırma Merkezi’nde işe başladım. Yüksek lisans tez çalışmamı gerçekleştirmek için Aachen Teknik Üniversitesi’nde 1 yıl kadar çalışarak kompozit malzemeler üzerine çalıştım. Döndükten sonra doktoraya başladım. 2010 yılında doktoramı tamamladıktan sonra Tekstil Ar-Ge Müdürü olarak Martur’da çalışmaya başladım. 2017 yılında mevcut görevime ilave olarak Alman müşterilerin Key Account Manager’ı ünvanıyla alarak iki şapka ile görevime devam ettim. Toplamda 14 yıllık bir Ar - Ge ve otomotiv -deneyimine sahibim.
Ülkemizde mühendislik daha çok erkeklere uygun bir meslek olarak tanımlanıyor. İlkokul yıllarımdan itibaren hedefim mühendis olmaktı. İş hayatında gördüm ki özellikle imalatta erkek egemen ortamlarda çalışmanın çok farklı zorlukları var. Bunun temel nedeni sanayi ortamındaki erkek egemen bakış açısı ve yargılar. Kadın mühendisin bir erkek mühendisten çok daha fazla çaba ve emek sarf etmesi gerekiyor. Bu koşullarda biraz daha eril tarafımı güçlendirip, dişil tarafımı geri çekerek süreci yönettim, ta ki belirli bir konuma gelene kadar. Ve ardından kadın mozaik düşünce sistemini aktif bir şekilde yöneticilik deneyimimde kullanarak ciddi farklar yaratabildiğimi düşünüyorum.
Erkeklerin düşünce sistemi ile kadınların düşünce sisteminin farklı olması hem avantaj hem de dezavantaj sağlıyor. Kadının çok yönlü bakış açısı, farklı olasılıkları öngörerek proaktif olmasında, aksiyon almasında ciddi anlamda avantaj sağlıyor. Aynı zamanda tehdit algısı yüksek olduğundan tüm riskleri öngörebiliyor, önlem alabiliyorlar ve dolasıyla iyi yöneticiler oluyorlar. Ayrıca iyi iletişim kurmaları önemli bir artı. Ancak tabi mozaik düşünce sistemi bazen sadece neden sonuç ilişkisi gereken analizlerde dağılıp odaklanamamaya da neden olabiliyor.
Başarının temel sırrı bence tutku. Yaptığın her işi en iyi şekilde, tutkuyla ve istekle yapmak. Değişimi yaratmak ancak hedef koyarak ve harekete geçmek ile gerçekleşiyor. Bir de en önemlisi düştüğünde kalkmayı bilmek ve kaldığın yerden yoluna devam edebilmek. Bunun dışında çok yönlü olmak beni hem profesyonel iş hayatımda hem de sosyal hayatımda hep bir üst noktaya taşıdı. Ömür boyu öğrenmenin en kritik noktalardan biri olduğunu düşünüyorum. Halen sosyoloji okuyorum, 50’li 60’lı yaşlarım için de farklı hedeflerim var.
Filiz EMİROĞLU – Yeşim Ar – Ge Merkezi Yöneticisi
Ar – Ge’de başarının anahtarı meraklı olmak
Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümü mezunuyum. Eğitimim döneminde stajlarımı da Yeşim’de yapmıştım. Ayrıca bu dönemde okul kulüplerinde aldığım görevler eğitmenlik ve liderlik gibi konularda beni iş hayatına hazırladı. Mezuniyetimin ardından Yeşim’de Ar – Ge bölümünde işe başladım ve 9 yıldır aynı firma ve bölümde devam ediyorum; tabii artık tecrübeli bir yönetici olarak.
İş hayatımda ve firmamda hiçbir zaman cinsiyet ayrımına ihtiyaç duymadım ve bu konuda bir zorluk yaşamadım. Kadın ağırlıklı bir ekibim olmasına ve üretim birimlerinin içinde sıkça saha çalışması yapmamıza rağmen olumsuz hiçbir geri dönüş almadım.
Genel bir değerlendirmeden ziyade, her kişinin ön plana çıkan yönünün avantaja dönüştürülmesinden yanayım. Mesela kadınlar mühendisler daha detaycı ve çok yönlü kişiliğe sahiptir, bu da Ar – Ge ve inovasyon sürecinde yaratıcılık demektir. Detaycı oldukları için düzen ve dökümantasyon süreçlerinde de daha başarılı oluyorlar. Erkek mühendisler ise daha sonuç odaklı ve hareketli işleri seviyorlar. Saha işlerinde daha verimliler. Ekibimde farklı kişilikler var. İşimiz gereği bu çeşitlilik olmalı. Onların avantajlı yönlerini keşfetmelerini sağlamak keyifli bir süreç oluyor.
Daha sonuç odaklı bir kişiliğim olsa da yaptığım işte başarıyı getiren unsur meraklı olmak. Her şeyi merak ediyor ve denemek istiyorum. Ar – Ge ve inovasyon bunu gerektiriyor. İş hayatında sağladığım başarı, üniversitede şekillenmeye başlayan karakterimden geliyor. Beni sosyal yönden geliştirecek aktivitelerde yer aldım, bunlar liderlik özelliğimi de ön plana çıkardı. Genç kadın ve erkek mühendis arkadaşlarıma verebileceğim tek tavsiye yaptıkları şey her ne olursa olsun, heyecanla ve severek yapmaları olur.
Gonca YONAR – Akkim Kimya İK Müdürü
Eşit şartlarda olmak için çabalıyoruz
BUÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden 2002 yılında mezun oldum. 2005’te de aynı üniversitede yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Aynı zaman A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve ICF onaylı Profesyonel Koçluk sertifikalarına da sahibim.
İş hayatıma, üniversiteden mezun olur olmaz bir çevre firmasında başladım. Burada 5 yıl çalıştıktan sonra otomotiv yan sanayi sektörüne geçiş yaptım. Bu alanda da 10 yıllık bir deneyime sahibim. Yaklaşık 12 yıldır da kariyerime insan kaynakları alanında devam ediyorum. 3 yılı aşkın süredir de Akkim Kimya İnsan Kaynakları Müdürü görevini sürdürüyorum.
Dünyada kadın olmak her zaman zor; eşit şartlarda değiliz ama olmak için çabalıyoruz. Buna rağmen kariyerimde kadın olmanın herhangi bir dezavantajını yaşamadım.
Çevre mühendisliği geniş alanı kapsayan bir disiplin. Sahada olmayı, bazen de fiziki kuvveti gerektiren bir iş temposuna sahip olduğu için kadınlar, erkek meslektaşlarına göre nazaran dezavantajlı olabiliyor. Ancak kadınların detaycı ve öz disiplinli çalışma yetkinliklerinin olması ise avantaj sağlıyor.
Genç kadın mühendislere her zaman söylediğim bir şey var; başarının en önemli sırrı çalışmak. Bunun yanı sıra kariyer hayatında karşısına çıkan ve yaşadığı her şeyden ders çıkarmak ve sürekli öğrenmek, bunun için de çabalamak gerekiyor. Çalışıp, sürekli de öğrendiğiniz zaman başarı kendiliğinden geliyor.
Genç mühendis arkadaşlarımıza en büyük önerim, hiçbir zaman karşılarına çıkan engellerde yılmamaları ve öz motivasyonlarını kaybetmemeleri.
Samiye SÜSLÜ – Atakan Mühendislik Kurucu
Erkeklerden iki kat daha fazla çalışmamız gerekti
1990 yılında o dönem Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı olan Zonguldak Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği’nden mezun oldum. 1990 – 95 Atom A.Ş taahhüt bölümü, 1995 – 96 Asteknik satış ve teknik destek ve 1996 – 2000 Ariston – STS bölge müdürlüğü görevlerinin ardından 2001 yılında Atakan Mühendislik ile kendi firmamı kurdum ve doğalgaz , tesisat, klima, hava perdesi, taahhüt ile satış işlerine başladım. Doğalgaz yetki belgeleri, bina enerji yöneticiliği belgesi, C sınıfı iş güvenliği uzman belgesi gibi belgeler ve güncel toplantıları, fuarları takip ederek kendimi her zaman geliştirmeye çalıştım.
Kadın mühendislerin haklarını alabilmesi, kendilerini kabul ettirebilmesi için erkek meslektaşlarından iki kat fazla çalışması gerekiyor. İşini çok seviyor, geleceğe yönelik hayallerin var ve öğrenmeye açıksan başarmak için yoluna çıkan tüm engelleri aşarsın. Ben bu konuda çok şanslıydım. İlk iş deneyimimde iyi patronlara ve çalışma arkadaşlarına sahip oldum. Kaliteli ve dürüst iş yapmayı onlardan öğrendim. Ve o dönem bana her zaman destek olarak erkek meslektaşlarımla eşit şartlarla iş yapmama imkan sağlamıştır.
İş hayatında karşılaştığım en büyük zorluk, güvensiz ve bilgimi sınayan müşteriler ile ustalardı. Bu durum hala devam ediyor. Ancak ülkemizin eğitim seviyesi artıp, kadın mühendislerimizin sayısı yükseldikçe bunun düzeleceğine inanıyorum. O yüzden hedef; sevdiğin işte çalışmak, yılmamak, kendini geliştirmek ve tüm haklarını rahatlıkla alan, aranan, iyi bir mühendis olmak.
Sanayiye yönelik işlerde, fabrikalara girerek iş yapmam, erkek mühendislere göre daha kolay oluyordu. Çünkü kadın mühendis fazla yoktu ve merak ediliyordu. Konulara hakim olarak sunduğum çözüm önerileriyle, tesisat ile ilgili malzeme satışını rahatlıkla yapabiliyordum. Bu bir avantajdı. Fakat kendi firmamı açtığımda, kendimi kabul ettirmem 2 yılımı aldı. Yaptığım işlerin erkek meslektaşlarımın işlerine kıyasla daha iyi olduğu görüldükten sonra bana güvenen ve referans veren müşteri sayım hayli arttı. Ben, kalite, güven, çözüm odaklı çalışmam ve iş takibim ile birçok erkek rakibime nazaran öne çıkmayı başardım. Günümüzde işler bedensel güçle değil akıl gücüyle yapılıyor. Güç gereken işler teknoloji ile hafifletilmiş ve kadın ile erkeğe birçok işi eşit şartlarda yapmak imkanı sağlamıştır.
Ben başarıyı önce hayal kurarak, bu hayale kavuşmak için tüm engelleri aşacağıma inanarak, kendime güvenip, düştüğümde kalkmayı bilerek yakaladım. Başarmak için önce kendine güvenecek ve mesleğini seveceksin. İnsani ilişkilerin iyi olacak. Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın. İşinle ilgili tüm yenilikleri takip edecek ve çözüm odaklı çalışacaksın. Negatif değil, pozitif olacaksın. Sadece para için değil, işini sevdiğin için yapacaksın. Kendine hedef koyacak ve o hedefe ulaşmaya çalışacaksın. Tecrübe ancak düşerek, hata yaparak kazanılır. O yüzden meslektaşlarınla bilgi alışverişinde bulunup, daha az hatayla tecrübe kazanmaya çalışacaksın.
Genç kadın mühendisler yabancı dile çok önem vermeli; bir değil birkaç yabancı dil bilmeliler. Bunun yanında kodlama bilgisini ve teknolojiyi mesleklerinde iyi şekilde kullanmalılar.
Ceyda DEĞER – TDC Group Program Yöneticisi
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği her yerde
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Bahçeşehir Üniversitesi MBA programını 2014 yılında tamamladım. 2016 yılında çalıştığım Accenture Türkiye aracılığıyla yer aldığım bir projeyle Kopenhag yolculuğum başladı. Bu projeden iki yıl sonra Accenture Danimarka ofisine transfer oldum. O tarihten itibaren Kopenhag’ta çalışmaktayım. Şu an Danimarka’nın Telekom firması olan TDC Group’ta IT alanında program yöneticisi olarak görev alıyorum.
İş hayatında kadın olmak, uzmanlıktan bağımsız olarak, birçok ülkede kariyerinize bir adım geriden başlamaktır. Danimarka’da kadınların iş hayatına katılımı yüzde 73 iken, üst yönetim pozisyonlarında yer alma oranı yüzde 30 civarında. Kadınlar, kariyerlerinde ilerleme, ücret dengesizliği, iş görüşmelerinde ayrımcılık, çalışma koşullarında eşitsizlik gibi birçok sorunla karşılaşmakta. Bunların üstesinden gelmek için de daha fazla çalışıp, emek harcayarak, alanlarında uzmanlaşmaları gerekmekte.
Bu dezavantajlar, maalesef kadın mühendis olmanın sağladığı avantajların önüne geçmekte. Ancak, kadınların sosyal yetkinliklerini daha iyi kullanmasını ve daha fazla network oluşturmasını avantaj olarak söyleyebilirim.
İş hayatında başarı, uzmanlaştığınız alanda en iyisi olmakla başlıyor. Bu nedenle genç kadın mühendis adaylarına tavsiyem çalışmak, istedikleri alanda sürekli kendilerini geliştirmek, globaldeki gelişmeleri takip ederek yeniliklere, dönüşümlere ve fırsatlara açık olmalarıdır.
İş hayatında kadınlar birçok ülkede benzer toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile karşı karşıya kalıyor. Ancak bu bizi iş hayatına katılımdan ve eşit haklara sahip bireylerin oluşturduğu bir toplumu inşa etmekten alıkoymamalıdır. Dönüşümlerde kadınların gücünün ve katkısının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Büşra HENDEN RAMAZANOĞLU – BUMKAD Genel Sekreteri
Mühendis olmanın cinsiyeti yok
Uludağ Üniversitesi Endüstrisi Mühendisliği bölümünden 2017 yılında mezun oldum. Üniversite eğitimimin son senesinde yarım zamanlı olarak çalıştığım Tofaş’ın Ar – Ge biriminde Metot Uzmanı olarak işe başladım. Ana uzmanlık alanım Yalın Altı Sigma ve Tasarım İçin Altı Sigma üzerine. Bu alanlarda Siyah Kuşak Sigma Sertifikasyonlarına sahibim. Bunun yanında müşteri taleplerinin tasarıma aktarılması için kullandığımız metotların Tofaş içerisinde kullanımı ve yaygınlaştırılması sorumluluğunu üstleniyorum. Şu anda ise Tofaş Ar-Ge biriminde Ürün Geliştirme Kalite Metotları Uzmanı olarak görevime devam ediyorum.
Günümüz Türkiye’sinde mühendisliğin erkek egemen bir meslek ve bazı mühendislik yetkinliklerinin erkeklere özgü olduğu yönünde ön yargı var. Çalıştığım firmanın cinsiyet eşitliğine verdiği önem ve attığı somut adımlar sayesinde iş hayatımda bunlarla karşılaşmadım. Ancak mezuniyetimin ardından iş arama sürecimde birçok firmadan aldığım ret nedeni pozisyona erkek personel aramaları idi.
Fakat bana göre mühendis olmanın cinsiyeti yoktur. O işte başarılı olabilmek için olunan yetkinlikler vardır. Endüstri mühendisliğini başta insan olmak üzere kaynakların maksimum verimlilik ve kalitede kullanmayı temel alan bir dal olarak değerlendirebiliriz. Bu, geniş yelpazeli bir çalışma ortamı sağlıyor. Bizim mesleğimizde de verimliliği başarılı bir şekilde ortaya koyabilmemizi sağlayacak odak insan olduğu için güçlü iletişim becerisi büyük avantaj sağlıyor. Çünkü işin içinde her zaman insan vardır ve tüm süreç adımlarında insan faktörüyle karşı karşıya kalırsınız. Bu yetkinliğin aksi ise dezavantaj olarak değerlendirilebilir.
Kariyerinin henüz başlarında bir mühendis olarak, iş hayatına yeni adım atacak meslektaşlarıma şunu söyleyebilirim; Sesinizi duyurmaktan, başarısız olmaktan, önünüze çıkacak engellerden korkmayın. Öğrenmenin sınırı yok, hele ki yapılan hataların en iyi öğretmen olduğunu düşünürsek.
Şehnaz UYSALTÜRK – Bosch Rexroth Isıl İşlem Proses Sorumlusu
Önce insan, sonra mühendis, sonra da kadınım
Lisansımı Eskişehir Teknik Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği’nde yüksek lisansımı ise Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği tamamladım. Yüksek lisans eğitimi alırken Bosch’da proje öğrencisi olarak yarı zamanlı çalıştım. Eğitimim tamamlanınca da Bosch Rexroth Otomasyon Sanayi’de tam zamanlı olarak işe başladım. İlk olarak Metalurji ve Teknik Temizlik Laboratuvarı Takım Liderliği görevinde bulundum. Şu anda ise Isıl İşlem Proses Sorumluluğu pozisyonunda görevime devam ediyorum.
Kadın mühendislerin, erkek meslektaşları ile benzer sorumlulukları yerine getirebileceklerine inanmayan; sosyal hayatta alışılmış olan kadın sorumluluklarını, iş hayatında da ladın mühendislere yükleme eğiliminde olan kişilerle farklı ortamlarda tanışma imkânım oldu. İnançsal engellere karşı, istikrarlı bir açıklama ile duruşun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Önce insan, sonra mühendis, sonra da kadın olduğumu farklı ifadeler ile anlatmaya çalıştım.
Genç kadın mühendislere, kadın özelliklerini unutmadan, yılmadan, azimle çalışmalarını öneriyorum. İş hayatında cinsiyetçi eğilimin kalkması dileğiyle, hayallerinin peşinden giderek başarıyı yakalayan tüm kadın mühendislerin 23 Haziran Dünya Kadın Mühendisler Günü’nü kutlarım.
Fulya KAYHAN ÇELİKEL – Coşkunöz Metal Form Satış ve İş Geliştirme Müdürü
Teknik bilgi ve yetkinliğinizi ispatlamalısınız
BUÜ Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olur olmaz otomotiv sektörüne adım attım. 17 yıl boyunca çeşitli firmaların satış birimlerinde kadın mühendis olarak görev aldım ve almaya da devam ediyorum. İlk olarak Aka Otomotiv’de maliyet mühendisi olarak iş hayatına adım attım. İki yıl sonra aynı şirkette satış mühendisliği ve ardından satış yöneticiliğine terfi ettim. Bu süreçte Endüstri Mühendisliği yüksek lisansına başladım ancak doğum nedeniyle eğitimime bir süre ara vermek durumunda kaldım. Kısa bir süreliğine Canel Otomotiv’de Satış Yöneticiliği görevini yaptıktan sonra şu an halen çalışmakta olduğum Coşkunöz Metal Form’da Satış ve İş Geliştirme Kısım Müdürlüğü görevine başladım. 4 yıldır bu görevi sürdürüyorum. Bana bağlı çalışan arkadaşlarıma katkı ve kendi kariyer yolculuğumda yetkinliğimi artırmak amacıyla halen şirket içi ve dışı eğitimler alarak, yeni işe başlayan arkadaşlarıma mentörlük yapmaya çalışıyorum.
Otomotiv sektöründe genel olarak erkek çalışan yoğun işletmeler bulunmakta ve kadınlar, erkekler tarafından oluşturulan bu düzene ayak uydurmak durumunda. Çocuklarıma vakit ayırmak için bir süreliğine işe ara vermemin ardından tekrar işe dönüş sürecinde ev ve aile hayatındaki sorumluluklar arasında denge kurabilmek oldukça zordu. Bunu başarabilmek için benzer pozisyondaki meslektaşlarımdan daha çok sorumluluk aldım ve çok çalıştım. Ancak pandemi nedeniyle bu dengeyi kurmak çok daha zorlaştı. Bu konudaki en büyük şansım eşim ve sonrasında da amirim. Ayrıca Coşkunöz’ün bu süreçte zaman ve çalışma koşullarında esneklik sağlaması da sorumluluklarımı yerine getirmem de yardımcı oluyor.
Otomotiv gibi teknik yoğun bir sektörde kadın mühendis olmanın yanında satış biriminde mühendis olmak daha da zor. Çünkü kabullenilmiş tabular var. Teknik olarak yetkinliğinizi, bilginizi ve işe hakimiyetinizi ispatlayamazsanız, erkek meslektaşlarınız tarafından kabulünüz çok zor. Hatta bu çoğu zaman davranışlarınıza yansıyor, tutum ve davranışlarınız erkek gibi oluyor. Oysa siz kadınsınız ve kadınlığınızı, duygularınızı yaşamak, hissettirmek istiyorsunuz. Son dönemde sektörde kadın mühendis sayısının artmasını bu yönde önemli katkılar sağlıyor. İşverenlerin de kadın çalışanların katkılarını görüyor olması ve istihdamı artırma yönündeki farkındalıkları sevindirici gelişmeler.
Bana göre başarının sırrı yılmadan çalışmak, sabretmek ve merak. Ancak ilk sırada öncelikle kendini tanımak ve farkındalık geliyor. Ben, neyi yapmak istediğimi, duygularımı ve hayallerimi sorguluyor, sürekli daha iyinin peşinde koşuyorum. İki kız annesi olarak, çocuklarıma örnek olmak hem sorumluluk hem de iç motivasyon kaynağım. İş ve özel hayatımda yönetici, eş, çalışan, anne, gelin gibi birçok farklı rol üstleniyorum. Bunların tümünü dengelemek, gerekliliklerini yerine getirmek zor olsa da günlük ve uzun dönemli planlamalar sayesinde bunu başarabiliyorum.
Benim genç kadın mühendislere tavsiyen öncelikle ne istediklerini bilmeleri. Karakterine, niteliklerine uygun sektör, birim pozisyon belirlemeleri; bunu yaparken de meraklarını sürekli ayakta tutan, ilgilerini çeken konulara öncelik vermeleridir. Bunu gerçekleştirmek için hiçbir zaman yılmamalı, hayallerinin peşinde koşmalılar. İstedikleri işe sevgiyle sarılıp, daha iyisini yapabilmek için koşmaya başladığınızda başarı da beraberinde geliyor.
Neslihan ÖZER – Tofaş Boya Mühendislik Yöneticisi
Tofaş’ın ilk kadın üretim mühendisiydim
BUÜ Makine Mühendisliği bölümünden mezun olmamın ardından Tofaş’ta üretim mühendisi olarak iş hayatına başladım ve halen Tofaş’ta Boya Mühendislik Yöneticisi olarak çalışmaya devam ediyorum.
İşe başladığım 2004 yılında Tofaş’taki ilk kadın üretim mühendisiydim. İlk olmak zor olsa da ayrıcalıktır. Çalışma arkadaşlarımın desteği zorlukları aşmamda önemliydi. Çünkü bir kültür değişimi söz konusuydu ve burada beni rahatlatan pozitif bir algı vardı. Şirket ve holdingimizin üretimde daha fazla kadına yer verme politikası neticesinde, kadın saha çalışanlarımızın sayısı daha da arttı. Bu değişime öncülük etmekten gurur duyuyorum.
Çalışan bir kadın mühendis olarak erkek meslektaşlarımıza göre büyük dezavantajlar yaşamıyoruz ama bu yolda bizi en çok zorlayan husus anne olmak. İş hayatınız ne kadar yoğun olursa olsun, evde devam eden daha yoğun bir hayat düzeniniz oluyor ve dinlenmek gibi bir lüksünüz olmuyor. Bu yüzden ben iş hayatında kadın – erkek ayrımı yapmıyorum; sadece çalışan anneyi farklı bir yere koyuyorum.
Başarının için öncelik çok çalışmalısınız. Gelecek için doğru hedefler koymalı, buna uygun stratejiler geliştirerek, adımlarını atmalısınız. Bana göre hayatımızdaki rol modeller çok önemli. Etrafınızda farklı özelliklerini örnek alacağınız kişileri belirlemeli ve onları gözlemlemelisiniz. Ve işinizi, sosyal hayatla iyi bir şekilde senkronize edebilirseniz, bu sizi gerçek başarıya götürür. Bu yüzden hobilerinizi ve yeteneklerinizi ertelemeyin.
Genç kadın mühendislere ve adaylarına en büyük tavsiyem; “Çalışma hayatınızda kadın halinizle var olun Üzerinizdeki cam tavanları kırın. Bunu sizden başkası yapmayacak.”
Gökçen Piri YESİR – Tofaş Kalite Geliştirme Uzmanı
Öne çıkmak için daha fazla çalıştım
Selçuk Üniversitesi Kimya Mühendisliği ve Makine Mühendisliği bölümlerinde çift anadal yaparak 2008 yılında mezun oldum. Uzman Kataforez Yüzey Kaplama, Hüner Kriko ve Adient firmalarında yöneticilik deneyimlerimin ardından Tofaş ile yollarımız kesişti. Şu an firma bünyesinde tedarikçi kalite geliştirme uzmanı olarak görev almaktayım.
Erkek egemen bir bölümde okuduğum için sektörde karşılaşabileceğim zorluklara kendimi hazırlamıştım. Çünkü maalesef ülkemizin ön yargıları mühendisliğin erkek mesleği olduğu yönünde. Ben bir işin cinsiyetinin olmadığını düşünüyorum. Bu tür bir ayrımcılığı hissettiğim anlarda ilgili alanda kendimin erkek meslektaşlarıma nazaran daha fazla öne çıkabilmek için onlardan daha fazla çalıştığım durumlar oldu. Üniversitede çift ana dal yapmamım sebeplerinden biri buydu belki de.
Bana göre kadınlar, erkek meslektaşlarına göre çok daha hırslı ve pes etmeyen karakterlere sahipler. Bu da bize iş hayatımızda daha fazla başarı getiriyor. Ancak evlilik, anne olmak gibi bahanelerle, erkekler üst pozisyonlar için daha kolay tercih ediliyor.
Ben yılmadan çalışmaya inananlardanım ve hep böyle yaptım. Mutsuz olduğumu hissettiğim noktada kendime farklı mutluluk kaynakları yarattım. Bir şey olmuyorsa yol değiştirip, farklı yoldan yine istediğime ulaştım. Burada yılmamak, inanmak çok kıymetli. Küsmeden yola devam etmeli.
Elif KUŞ – Tofaş Tedarik Zinciri Yöneticisi
Motivasyonum sürece katkı sağlamak
ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1992 yılında mezun olur olmaz iş hayatına başladım. Çalışırken, yüksek lisans eğitimime de devam edip, 1996 yılında ODTÜ Endüstri Yüksek Mühendisi diplomamı aldım.
İş hayatımın ilk 10 yılında savunma sanayi ve haberleşme sektörlerinde kalite fonksiyonunda önemli deneyimler kazanarak, kalite güvence direktörlüğü seviyesine kadar yükseldim. 2003 yılı itibariyle de hem şehir hem de sektör değiştirerek kariyerime yeniden yön verdim. Böylece Tofaş’ta malzeme planlama ve kontrol görevine başladım. Şu anda da Tofaş’ta tedarik zincirinin farklı fonksiyonlarında yöneticilik görevini sürdürüyorum.
Mesleğe ilk başladığımda, yeni kurulan bir şirkette kalite yönetim sistemini sıfırdan devreye kurduk. Bu hem zorlu hem de zevkli bir deneyimdi. ISO Standarları’nın neredeyse bilinmediği bir dönemde KOBİ’lere bunu anlatmak apayrı bir mücadele idi. Ancak her zaman işimi en iyi ve doğru şekilde yapmaya gayret ettim.
Cinsiyet eşitsizliği noktasında endüstri mühendisliği özelinde erkek meslektaşlarımıza kıyasla bir avantaj ya da dezavantajımız olduğunu düşünmüyorum. Ancak iş hayatında davranışsal yetkinler de çok önemli; etkin dinleme, iletişim ve işbirliği gibi konularda avantajlı olduğumuzu düşünüyorum. Kurum bağlılığı, sorumluluk ve takım çalışmasına yatkınlık da kadın mühendisleri öne çıkaran faktörler. Ancak rekabetçilik, iddialı olmak gibi konularda bir adım gerideyiz.
Ben her zaman yaptığım işiten keyif almaya, büyük resmi göremeye ve bunun içinde kendi payımı anlamaya gayret ettim. Bu beni motive etti. İmal edilen araca sağladığım katkıyı bilmek, sürecin bir parçası olmak ve o araçları yolda görmek bana gurur veriyor.
Genç kadın mühendislere tavsiyem, iş – özel hayat dengesini kurabilmek için sorunlarını çözümcü yaklaşımla dile getirmeliler. Biz de tecrübelerimizi anlatarak, yaşadığımız olumsuzlukların iyileştirilmesi için mücadele ederek yeni kuşaklara daha güzel fırsatlar oluşturmak için çalışmalıyız.
Fulya KARADENİZ – Tofaş Proje Yöneticisi
Proje yönetimi konusunda fark yaratıyoruz
Balıkesir Üniversitesi 2016 Endüstri Mühendisliği - 2018 Elektrik- Elektronik Mühendisliği mezunuyum. Kariyer hayatıma başladığım TOFAŞ Ar-Ge kapsamında 3 yıldan beri mekatronik ve güvenlik komponentlerinde Doblo, Promaster City, 500L proje yöneticiliği yapıyorum.
Erkek işi gibi görünen otomotiv sektöründe, güvenlik komponentleri üzerine proje yöneticiliği yapmak ve Tofaş gibi kurumsal bir firmaya kısa sürede adapte olarak yetkinliğinizi kabul ettirmek genç bir kadın mühendis için zorlayıcı olabiliyor. Global bir sorumluluğu üstlenerek, yoğun bir sektörde her gün öğrenmek ve krizler yönetmek ayrıca heyecanlı oluyor.
Kadın mühendisler, detaylara hakimiyeti ile proje yönetimi konusunda fark yaratıyor. Organizasyonel anlamda bir süreci başından sonuna kadar planlama konusunda erkek meslektaşlarımıza göre daha iyi olduğumuzu düşünüyorum. Ancak bazı kriz durumlarında stres kontrolümüzü sağlamanın kadınlar için dezavantaj oluşturduğu kanaatindeyim. Fakat iş hayatında deneyim arttıkça bunun daha rahat üstesinden geliyorsunuz.
İş hayatında bana başarıya getiren unsurlar öğrenmeye olan tutkum, otomotiv sektörünü seçmem ve azmimdi. Gideceğiniz yoldan eminseniz engeller dinlenme noktası olmaktan öteye geçemez. Bu yüzden yılmadan, yorulmadan adımlarınızı sürekli kılın.
Gülsüm BİRİNCİ – Yeşim Spor Giyim Kıdemli Departman Müdürü
Mühendisliği müşteri ilişkileri alanında yürüttüm
BUÜ Tekstil Mühendisliği’nin ardından Bilgi MBA’de İşletme Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Mühendisliği müşteri ilişkileri tarafında yürütmenin pek çok avantajını yaşadım. Çünkü satış-pazarlama gibi müşteri ile direkt kontakta olan bölümlerde de mühendis bakış açısına ihtiyaç duyuluyor. 19 yıl önce “Müşteri Temsilcisi” olarak başladığım Yeşim’de Kıdemli Departman Müdürü olarak görevime devam ediyorum.
Üniversite yıllarımdaki staj sürecinde kadın mühendislerin azlığını, bunun sebebinin de cinsiyet eşitsizliği olduğunu gözlemledim. Bu yüzden hedefimi kadın çalışan dostu bir olan Yeşim’e çevirdim. Kendi sürecimde yaşadığım en büyük zorluk annelik sonrası iş ve özel hayatı dengeleme kısmı oldu. Hem anne, hem mühendis, hem yönetici olarak etkileşimde olduğum değişkenler arttığı için başlangıçta biraz zorlandım. Bu dengeyi iyi sağlayan insanlardan koçluk alarak kendi sürecimi iyileştirdim. En etkin uygulamam ise yine bir mühendislik becerisi olan plan yapmak ve etkin zaman yönetimini aktif bir şekilde uygulamak oldu.
Kadın-erkek olarak değil ama mühendis olmanın avantaj ve dezavantajlarına değinmek isterim. Mühendisin analitik ve sorgulayıcı yapısı başarıyı arttıran, güçlü özellikler. Bununla beraber fazla detayda çalışmak ise bazı durumlarda hızlı karar almayı etkileyebiliyor.
Kariyer yolculuğumun başında ne istediğimi bilmek benim için hep avantaj oldu. ABD’li Bilim Adamı David Starr Jordan’ın dediği gibi “Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bile kenara çekilir.” Bu doğrultuda aldığım eğitimler ve bunları günlük hayatıma uygulayarak pratiğe dökmek çok etkili oldu. Müşteri tarafınının değişken yapısına hizalanmak için hep yenilikçi olmanız gerekiyor. Çünkü karşınızda nihai tüketiciden etkileşerek sürekli yenilenen dinamik bir yapı var.
Tuğba OKAY – Tofaş Plastik Uzmanı
En büyük dezavantajımız önyargı
Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği ve Uludağ Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans mezunuyum. İş tecrübelerim; Tofaş Ar - Ge Direktörlüğü, malzeme mühendisliği bölümünde, plastik uzmanı olarak 2014’ den bu yana çalışıyorum. Bundan önce de Sazcılar Kompozit, Yazaki, Epsan gibi firmalarda iş tecrübelerim oldu.
Kadın mühendis olarak iş hayatıma başladığımda en çok zorlandığım kısım hangi departmanın benim yetkinliklerime ve özelliklerime uygun olduğunu netleştirmekti. Bu dönemde işin nasıl yapılacağını öğrenebilecek ve mentörlük edebilecek bir kişi bulamadım. Ancak zaman geçtikçe departmanlar arası ilişkiler, insan ilişkileri, teknik yapımı nasıl daha çok güçlendirebileceğimi öğrendim. Nasıl başardığıma gelince her koşulda vazgeçmemem ve kendime olan güvenimi kaybetmemem olduğunu söyleyebilirim.
Kadın mühendislerin avantajlarının iletişim ve empati olduğunu düşünüyorum. Kadınlar iletişimde daha detaycı ve anlayışlı. Dezavantajlarına gelince ise kadın mühendisler hakkındaki ön yargı ve buna bağlı olarak kadın mühendislerin kendilerini ispat etmek için daha çok efor sarf etmesi diyebilirim.
İş hayatımda başarıyı getiren unsur, başarıya ulaşacağıma dair inancımı kaybetmemek ve iç motivasyonumu hep yüksek tutmaktı. Genç kadın mühendislere en büyük tavsiyem hedeflerini yetkinlikleri doğrultusunda hemen oluştursunlar ve bu hedef doğrultusunda gelişim planlarını oluşturmaları, gerçekleştirecekleri aksiyonlar ile de zamanla yarışmalarıdır. Gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile tüm süreçler ve iş yapış şekilleri değişiyor. Geleceğin mesleklerine bugünden hazır olmalarını tavsiye edebilirim.
Tuğçe ELTAN – Martur – Fompak Üretim Sistemleri Geliştirme Uzmanı
Kadın yönetici sayısı az
2018 yılında Yalova Üniversitesi Polimer Mühendisliği’den mezun oldum. Şu an Marmara Üniversitesi Mühendislik Yönetimi’nde yüksek lisan eğitimime devam etmekteyim. İş hayatına 2018’de Fiat Grup şirketlerinden PCMA Plastiform firmasında başladım. Şu anda Martur-Fompak International bünyesinde Üretim Sistemleri Geliştirme Uzmanı olarak çalışmaktayım.
Ne yazık ki, kadınların mühendislik bölümlerini daha az tercih ettiği dönemlerde, sanayi ve özellikle sahada aktif görev alınan pozisyonlar, daha çok erkek mühendisler için uygun görülüyordu. Bu yanlış algı bazı firmalarda hala devam ediyor. Mesleğe ilk adımımı attığım dönemde, bu algı ile zaman zaman karşılaşıyor, hatta iş ilanlarında bir ön koşul olarak görüyordum. Bu üzücü duruma rağmen, sahada aktif rol alacak bir görev ile mesleğe adım atmam konusunda kararlılık göstererek planlarımı gerçekleştirdim.
Meslek gruplarında cinsiyetlere göre genellemeler yapılmasını doğru bulmuyorum ancak çalışma fırsatı bulduğum kadın meslektaşlarımda gözlemlemiş olduğum özellikler üzerinden bir çıkarım yapabilirim. Kadın mühendislerin değişime daha açık, zaman yönetimi ve sonuç odaklı düşünme konusunda daha başarılı olmaları sebebiyle, avantajlı olduklarını düşünüyorum.
Dezavantaj olarak görebileceğim durum ise kadın meslektaşlarımın sayıca az olması sebebiyle üst ve orta düzey kadın yönetici sayısı erkek yöneticilere göre düşük kalıyor.
Dolayısıyla kadın yönetici ile çalışmayı tecrübe eden çok az şanslı kişi mevcut. Bu durum bilinmezlik yarattığı için kariyer planlamalarımızda kimi zaman soru işaretleri yaşatabiliyor.
Genç bir mühendis olarak söyleyebileceklerim kısıtlı olsa dahi, meslek gruplarının cinsiyeti olmadığına öncelikle kendilerinin inanmaları ardından bitmeyen öğrenme istekleri ile topluma bu gerçeğe inandırmalarını şiddetle tavsiye ediyorum.
Ayşe KÖKSAL – BUMKAD YKÜ
Aslolan katma değer sağlamak
Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2005 yılında mezun olmamın ardından, Tofaş’ta 15 yıl boyunca lider, uzman, üretim ve mühendislik departmanlarında yönetici olarak görev aldım. Sonrasında kendi girişimim olan güneş enerji sistemleri konstrüksiyon elemanları üreten ERA Grup Alimünyum’u kurdum. Firmamda genel müdür olarak iş hayatında kazandığım tecrübeleri, çalışanlarıma paylaşıyor ve ülke istihdamına katkı sağlıyorum.
Kadın bir mühendis olarak özellikle üretim alanında çalışmak öncelikle çevrem için zor oldu. Sektör, üretim alanında çalışan kadın mühendise o dönemlerde alışık değildi ve tedirgindi. Verilen görevlerin ‘acaba’ soru işaretleri ile delege edilmesi benim yaşadığım en büyük zorluktu. Sabredip, azimler çalışarak bu zorluğun üstesinden geldim. Mühendisliğin cinsiyetinin olmadığına olan inancım, asıl olanın katma değer sağlamak ve etik çalışma şekli olduğu bakış açım beni bir üst adıma yönlendirdi.
Kadın mühendislerin avantajları daha çevik olmalarıdır. Kadınların özel hayatındaki çok yönlü sorumluluklar, iş hayatlarında da daha çevik ve sonuç odaklı olmalarını sağlıyor. Annelik vicdanı ve sorumlulukları, çalışma saatlerinin yoğun olduğu sektörlerde bazen yorgunluk seviyesinin artmasıyla dezavantaja dönüşebiliyor.
İş hayatımda başarıyı bir sonraki adımı planlayıp, azimle çalışarak sağladım. Mesleğe sektörün öncü şirketlerinden birinde başlamış olmak da gelişim fırsatlarıyla beni buluşturdu. Bunları uygulamaya dönüştürebilmek ve şu anda da genç arkadaşlarıma aktarabilmek gurur verici. Genç kadın mühendislere tavsiyem asla pes etmemeleri. Zorluklar, aslında karşınıza çıkan gelişim fırsatlarıdır; siz azmettiğiniz ve kendinizi geliştirdiğiniz sürece tecrübe ve kazanıma dönüşecektir.
Büşra SOYDAN – Eker Proses Mühendisi
Fiziksel güç dışında fark yok
ODTÜ Gıda Mühendisliği’nden 2018’de mezun oldum. Sektörde bir senelik tecrübenin ardından 7 aydır Eker’de proses mühendisi olarak görev alıyorum.
İş hayatında büyük zorluklar yaşadığımı söyleyemem. Genç yaşta olduğum için biraz otorite problemi yaşandı ancak zamanla iletişimi güçlendirerek bunun üstesinden geldim. Bana göre burada asıl görev işverene ya da bağlı olduğunuz birim yöneticisine düşüyor. İnsanlara kadın ya da erkek olmadan görevini yapan bir mühendis olduğunu hissettirmesi gerekiyor.
Genel olarak mühendis gözüyle baktığımda kadınların detaylarla daha fazla ilgilendiğini, erkeklerinse olaya bütünsel yaklaştığını fark ediyorum. Her iki tarafın da pozitif ve negatif yanları var. Ayrıntılarda kaybolabilir ya da önemli bir yeri fark edebilirsiniz. Bunun dışında fiziksel bir güç kullanmak gerekmiyorsa kadın ya da erkek mühendisin arasında bir farkın olduğunu düşünmüyorum.
İş hayatında daha yolun başındayım. Başarıyı yakaladım diyemem ama bulunduğum konumda ve çalıştığım şirkette mutlu olduğumu söyleyebilirim. Benim için başarı, uzmanlık alanındaki her şeye hâkim, tam yetkin bir mühendis olabilmektir. Bunun için en önemli ve büyük adımı atıp çok şey öğrenebileceğim Eker ‘de çalışmaya başladım.
Gizem ERSEN NAR – Tekstil Proje Yöneticis
Beyin gücüne dayalı mesleğin cinsiyeti olmaz
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden 2015 yılında mezun olduktan sonra İngiltere’de dil eğitimi aldım. 2016 yılında Martur Fompak International’da işe başladım. Burada farklı pozisyonlarda görev aldım. Şu anda Martur Tekstil Proje departmanında çalışmaktayım.
Mühendislik mesleği erkelerle daha fazla özleştirilen bir meslek. Üretime yakın departmanlarda çalışan kadınlara ön yargı ile bakabiliyorlar. İş hayatında çok büyük bir zorluk yaşamadım ancak ön yargılı olan kişilerle karşılaştım. İşinizi iyi yaptıktan sonra ve karşınızdakine değer verip işinizi önemsedikten sonra gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden geliyor. Ama önemli olan yılmadan mücadele etmek.
Kadın erkek diye ayrım yapmak çok doğru olmayabilir. Ancak gözlemlediğim şey şu ki iş hayatına tanıdığım kadınlar sezgisel anlamda erkeklere göre biraz daha yetenekli olabiliyor. Ama ilk cümlemde de belirttiğim gibi beyin gücüne dayalı bir mesleğin erkek, kadın gibi cinsiyetçi olarak avantaj ve dezavantajının olmaması gerektiği kanaatindeyim.
İşimi heyecanla yapıyorum. Ne yaparsam yapayım yapabildiğimin en iyisini yapmak için elimden gelen çabayı gösteriyorum, çok çalışıyor ve yaptığım işi önemsiyorum. İnsanlara değer veriyor ve onlara saygı duyuyorum. Gelişime açığım. Öğreniyor ve bunları çevremle paylaşıyorum. Genç kadın mühendis adaylarına çok çalışmalarını, yılmamalarını, zorluklardan ders çıkarmalarını, işlerini önemsemelerini, karşısındaki kişiye değer vermelerini, hayatın her alanında öğrenme ve araştırma yolunu seçmelerini tavsiye edebilirim.
Berrak TANYERİ – BUMKAD YKÜ
Cinsiyet yaklaşımı açısından daha zorlu şartlarda mücadele ediyoruz
Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. Aynı üniversitede Endüstri Mühendisliği Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi yüksek lisansımı tamamladım. Yaklaşık 1 yıl kadar otomotiv yan sanayi sektöründe proje ve method mühendisliği deneyimi sonrası hali hazırda görev yaptığım Tofaş’ta çalışmaya başladım. 15 yıldır Tofaş’ta farklı fonksiyon ve departmanlarda görev aldım.
Hali hazırda Tofaş’ta Satınalma Direktörlüğü’nde Satınalma Yöneticisi olarak görev yapıyorum. Sorumlu olduğum ürün grupları için üretim sürekliliğinin sağlanması bunun için en uygun kalite ve maliyetteki ürünlerin araç ömrü boyunca tedarik edilebilmesi için gerekli anlaşmaların yapılmasını ve süreçlerin yönetilmesini sağlamak temel sorumluluk alanım diyebiliriz.
Bununla birlikte şirket içerisinde farklı kültür ve nesillerden iş arkadaşlarımızın karşılıklı öğrenme felsefesini esas alan iç eğitmenlik ve mentorluk süreçlerinde de yer alarak hem kadın hem erkek genç mühendis ve liderlerimize ilham verme yolunda gururla çalışıyorum.
Aynı zamanda BUMKAD (Bursa Mühendis Kadınlar Derneği) ve BUİKAD(Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği) bünyesinde yer alarak kaynaklarım ve potansiyelim doğrultusunda toplumsal değer yaratmak için çalışıyorum.
Yeni mezun olduğum dönemde iş yaşamımda nasıl yol alacağım konusunda endişelerim vardı. Özellikle beklentilerin çok yüksek olduğu ve oryantasyon süreçlerinin olmadığı bir organizasyonda ne yapmam gerektiği konusunda yönlendirilmeye ne kadar çok ihtiyacım olduğunu hatırlıyorum.
Pes etmeden çok çalıştım, benden daha tecrübeli meslektaşlarımdan tavsiyeler aldım. Böylece birçok zorluğun üstesinden başarı ile geldim.
Bu tecrübelerimi unutmuyor, genç meslektaşlarımı desteklemek için farklı projelerde çok büyük bir mutluluk ile yer alıyorum. Ayrıca üniversiteler ile ortak projeler yaparak kadın mühendis adaylarımızı daha okul yıllarından bu zorlu mücadeleye hazırlamak için çalışıyorum.
Kadın ya da erkek olmanın çalışma hayatında rasyonel açıdan bir farkı olduğunu düşünmüyorum.
Kadın istihdamının birçok farklı organizasyon tarafından desteklenmesine rağmen halen daha erkek egemen bir sektördeyiz. Buna rağmen yetkinlikler çerçevesinde her bir kadın ve erkek mühendis arkadaşımın eşit derecede varlığını ortaya koyabildiğini gözlemliyorum.
Öte yandan ülkemizde kadın mühendislerin toplumsal cinsiyet yaklaşımı açısından daha zorlu şartlarda mücadele ettiği aşikar. Bu sebeple toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımını benimsiyor ve destekliyorum. Bu amaç doğrultusunda hem şirketim hem de dahil olduğum sivil toplum kuruluşları ile birlikte kadın mühendislerimizin gelişimlerine destek oluyor, bu zorlu mücadelede başarılı olmalarını sağlamak için çalışmalar yapıyorum.
Profesyonel hayatım boyunca birbirinden çok ayrı fonksiyon ve departmanlarda çalıştım. Bu sayede daha geniş bir bakış açısı ve vizyona sahip olduğumu düşünüyorum.
Sıklıkla oldukça zorlu projelerde görev yaptım. Bu zorlukları her zaman öğrenme ve gelişme fırsatı olarak gördüm ve hiç pes etmedim.
“Mühendis aspirin gibidir, ağrı her neredeyse bulur ve çözer” felsefesi ile sorunlara çözüm odaklı yaklaştım. Bu sayede potansiyelimi ortaya koyma fırsatı yakaladım.
Bütün bunları yaparken hem bireysel olarak hem de şirketim adına paydaşlarım ile olan iletişimlerimizi ve güveni ön planda tuttum.
Bu noktaya gelmemde, gösterdiğim çabanın yanında iş ve sosyal cevremde sahip olduğum çok değerli insanların katkıları da önemli paya sahip.
Genç mühendis arkadaşlarımıza sürekli gelişimin önemini hatırlatmak isterim. Dünya çok hızlı değişiyor. Bu değişime ayak uydurup sistemleri bir adım öteye götürebilen arkadaşlarımız geleceğin liderleri olacaklar.
Muhakkak zorluklarla karşılaşacaklar ancak her zaman kendilerine inanmalarını tavsiye ederim.
Azim, istikrar ve cesaretin birlikte yürüdüğü yolun sonunda başarı kaçınılmazdır. Başarısızlık ise daha akıllıca bir başlangıç için mükemmel bir fırsattır.
Bütün kadın mühendis meslektaşlarımın ve adaylarının 23 Haziran Dünya Kadın Mühendisler gününü canı gönülden kutlarım.
Geçmişten bugüne mühendislik alanında bir devri değiştirmiş birçok kadın meslektaşımız var. Onlarla gurur duyuyor, bu bayrağı sonraki nesillere taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Bu yönde farkındalığı ve desteği çevremizden beklerken önce kendimiz bu sorumluluğu hissediyor, kadın mühendis meslektaşlarımızı desteklemek için çalışıyoruz.
Ayrıca kadın istihdamını arttırmanın yanı sıra, çalışma hayatındaki mühendis kadınların sosyal ihtiyaçlarına odaklanacak ve onları güçlü kılacak uygulamaların hayata geçirilmesi için hem kamu sektöründen hem özel sektörden destek bekliyoruz.
Tuğba Öztürk - Erdem Kaya Patent İŞ Geliştirme Müdürü
Demotive olmadan yoluma devam ettim
Gebze Teknik Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Müh. Bölümünde yüksek lisans eğitimimi akabinde de MBA eğitimimi tamamladım. İş hayatına, 2007 yılında İstanbul’da cam işleme üzerine çalışan bir fabrikada projeli satışlar mühendisi olarak başladım. Burada iken İstinye Park AVM, Ağaoğlu My Word, Forum AVM, Medikal Park Hospitals projeleri gibi ülke çapında bilinen birçok yapının dış cephe cam kaplama projelerinin yürütülmesinde görev aldım. Evlilik vesilesiyle Bursa’ya geldim ve 2011 yılında Erdem Bey ile keşişti yollarımız. O günden bugüne 10 yıldır birlikte çalışmaktayız.
Erdem Kaya Patent’te 2019 yılına kadar yurt içi operasyon yöneticisiydim. 2019 itibari ile İş Geliştirme Müdürü olarak kariyerime devam etmekteyim. Paralelde her zaman vekillik yani işin mutfağına ilişkin çalışmalarım devam ediyor. Ayrıca ülke genelinde FSMH farkındalık ve profesyonellik eğitimleri veriyorum. 2013 yılında ise patent vekilliği sınavını geçerek Türk Patent Vekili unvanımı aldım. Avrupa Patent Ofisi’nin düzenlediği birçok eğitime katıldım, hepsine katılım sertifikam bulunmakta.
Aslında kolay bir hayatım olmadı ama genel olarak zorluklar karşısında demotive olmak yerine yoluma devam etmeyi tercih ettim. Çalışmayı ve gelişmeyi seven birisiyim. Hayata pozitif bakarım. O nedenle iş hayatındaki zorluklar beni çok yormadı. Bu zorlukları gelişimimin bir parçası olarak gördüm. İkiz annesiyim. Anneliğin başlarındaki yeni bir düzene alışma sürecinde bir sarsılma yaşadım sadece. Bir yandan içimdeki çalışma isteği, diğer yandan anneliği en iyi şekilde yapma isteği. Alışma süreci sonunda, eğer doğru bir kurgu yaparsanız çocuk da oluyor kariyer de. Tabi bu konuda çalıştığınız iş yerinin de payı yadsınamaz. İş yerinizin de sizi anlayışla karşılaması önemli bir faktör.
Önce avantajlarından bahsedeyim. Bizler kadın olarak çalıştığımız ortama her zaman bir saygınlık bir seviye getiriyoruz bence. Kadın mühendis olmanın bir diğer avantajı ise, mühendislikte önemli olan analitik bakış açısının kadınların detaylı düşünebilmeleri sayesinde daha gelişmiş olduğunu inanıyorum. Dezavantajı ise maalesef hala önyargılar var. Bilhassa üretim sektöründe bunu gözlemleyebiliyorum. Üretimde açık olan bir pozisyon için erkek ve kadın arasında bir tercih yapılacaksa, fabrika ortamı olması nedeni ile erkek tercih edilebiliyor. Halbuki üretime bir kadın mühendisin dokunmasının verimliliği daha da arttıracağı bilinen bir gerçek.
Öncelikle özgüven oldukça önemli. Tabi içi boş bir özgüven değil de mesleki gelişim ve yeterlilikte belli seviyeye gelmiş ve gelişmeye devam ediyor olmanın getirdiği bir özgüvenden bahsediyorum. Mesleğiniz ile ilgili bilgiye genel olarak hakim olursanız iş hayatı daha kolay akıyor. Buradaki bahsettiğim hakimiyet de sadece sorumlu olduğunuz işiniz değil, işinizi yaparken dokunduğunuz iç ve dış paydaşlarınız hakkında da az çok bilgi sahibi olmak gerekli diye düşünüyorum. En uzun süreç sanırım bu kısım. İkincisi kendi motivasyonumu kendimde bulmam, tabi ki takdir, teşekkür çok önemli ama salt bunu düşünmemek gerekiyor. Son olarak, genç kadın mühendislerimiz asla ataerkil toplumun getirdiği bazı dayatmalardan dolayı kendilerini geri çekmesinler. Başardıklarını gördüklerinde aynı ataerkil toplum artık sizi takdir edecek. Bunları uyguladığınızda tüm işlerde başarı elde edersiniz ki başarı bence de tesadüf değildir.
Şartlar sizi zorlamıyorsa siz şartları zorlayın. Konfor alanınızdan çıkıp fark yaratmak her zaman bir adım öne çıkarır. Çok çalışmak, emek vermek, üretmek, farklı iş tecrübeleri kazanmak kadının iş hayatındaki yolculuğunda analitik düşünebilmesi için en önemli faktörler olduğunu düşünüyorum.
Zübeyde YILMAZ YAPA - YIlmar Çelik Teknoloji Direktörü
Tekrar seçme şansım olsa yine mühendis olurdum
2011 yılı Bahçeşehir üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra bir çok özel eğitim kurumundan sertifikalı iş analizi ve organizatörlüğü, yönetim modelleri ve dijital dönüşüm üzerine eğitimlerim var. İlk tecrübelerim İstanbul da olmak üzere ERP ve iş analizi üzerine çalıştım. İlk görevim planlama sorumlusuydu. Sistemleşme ve veri yönetimi üzerinde uzun süre çalıştım. Daha sonra tedarik zinciri üzerinde tecrübem oldu. Satınalma ve lojistik alanında yapılanma ve satış sonrası tüm süreçlerin yönetiminde bulundum. Şu an 4 yıldır Direktörlük yapıyorum. Bütün teknik ve idari birimler bana bağlı çalışmaktadır. Firmamın 2. Kuşak Yöneticisiyim. İleriye ve sürdürebilir olmaya yönelik çalışmalarımı devam ettiriyorum.
İş hayatı değişti. Kadınların sesi artık daha çok dinleniyor ama çok da istediğimiz kadar değil. Daha çok yolumuz var. Yinede bu kadar teknik ve üretim sahasında çalışan kadın mühendis olmak zor. Çok da tercih edilmiyor kadınlar tarafından. Çoğu erkeğin değişik bakışları ve sizi takmama hallerine maalesef maruz kalıyorsunuz. Bu da sizi zaman içinde daha erkeksi ve sert yapıyor.
Kadınların hiç bir zaman birinci öncelikleri iş olarak görülmüyor. Çünkü hayatta başka görevleri de var toplum bilincinde. Anne olmak, ev hanımı olmak gibi… bu yüzden tercih sebebi olurken bu kriterler önünüze geçebiliyor. Ara vermiş olabiliyorsunuz iş hayatınıza ya da daha çok izin almak zorunda kalabiliyorsunuz bir erkeğe göre. Evden çalışma modelleri geliştikçe ya da iş verenler çalışanlar için sadece sabah gelsin akşam gitsin gözüyle bakmayı bıraktıkça artık cinsiyet farkı da ortadan kalkacaktır. İş odaklı bakış açısı gelişecektir.
En önemlisi özgüven. Ne istediğinizi bilmeniz. Güçlü karakterler bence ayakta kalıyor ve bugün başarılı her üst düzey kadın yönetici kendine güvendiği için bu noktada. Aldığınız eğitim, aile yapınız, bir iş devralmanız ya da fırsatları görmeniz tamamen kendinizle nasıl bütünleştirdiğinizle alakalı.
Dünya kadın mühendisler günü vesilesiyle bize ulaştığınız için teşekkür ederiz. Kolay iş yoktur ama ne olmak istediğinizi bilirseniz sonu hep başarılı olur. Tekrar seçme şansım olsa yine mühendis olurdum.